Pages

18/01/2020

On Bir Askı Online...


ON BİR ASKI  ONLINE…

 

I-                 Bir matematik kitabı üstünde uyuyorum, birden klasik bir Arap matematikçisinin "Zeus Mezbahası alanının bir kenarını kaç metre uzatırsak eskisinin iki katı küp elde ederiz" eski kare kökün tersi problemi üzerine okuyorum. Gitti « Zeus Altar » karizması: Arapça böyle çarpanlara ayırır Tarihi, bildiğini sandığın şeyleri bilmiyor olursun!

II-               Sence Ars Trivium mu Ars Quadrifium mu çalışayım bu sene? Farabî'nin "İlimler Tasnifi"nde kendini daha çok nerede görüyorsun? Duydum ki bu sene baban sana İskenderiyeli bir Yahudi mürebbiye tutmuş? Ud mu lavta mı çalışacağınız? Saçlarını çözülü gördün mü divânda harp ettiniz mi?

III-          İçimde birşeyler titreşiyor, anlamını bilmiyorum, pıtır pıtır atıyor kalbim bak elini koy dinle say istersen gölgelikte, sundurmada, geyikli yolda, rüzgârlı kayalıklarda, derin kuyunun yankısında, incir ağacı ile yılanların dans ettiği kuytulukta, sen Ömer Hayyam'sın hem şair hem veciz mathemata!

IV-           18 yaşına geldiğinde ilk hesap makinasını icat etmiş matematik dehâsı Pascal'ın adının verilmesi "uygun görülmüş" ünlü Pascal Üçgeni (ne anlamlı ve iknâ edici bir piramittir o,"basamağın" ne olduğunu Piramitten inerken anlamak gibi) ondan 300 yıl önce Araplarca keşfedilmiş zaten!

V-               Araplar geometride çok şeyi Euclide'in postulaları, Pitagor'un teoremleri, Thales'in üçgenleriyle hallolduğunu görünce Al-Cebra'ya yönelmişler, postula (tanımlı ama bilinmeyenli denklem) içinde kalma şartıyla bilinmeyene "Şey" demişler, İspanyolca telaffûzu X ile: "Chose" da Khi'den!

VI-           Babilliler 10 ve 60 birimlerinin katlarına, kare ve küplerine takmasalardı, 1 saate 60 dakika demiyecektik. Peki bir dairenin yarısı neden 3 saat (yani 180 derece); daire neden 6 saat? Altı saat gündüz iş güç, altı saat uyku,  saat sevişme-muhabbet, diğer 12 saat Felsefe mi yapıyonuz?

VII-       Araplar sağdan sola yazıyor, rakam olarak kullanınca harfleri bu kez soldan sağa yazıyorlar (kafa karıştırıcı anagram, küfür edeceği zaman kuş dili yazmak gibi) Nicelik bilinci tabii var ama Yunan ve Roma'nın sayıyı geometriden bağımsız düşünememesi gibi, ismin niteliğinden Ebcetten arî?

VIII-    İsmim anlamsızsa zenginlikler, nicelikler, kuruşa çevrilen altın külçeler, külçeye çevrilen kuruşlar, tarlalar, hisse payları, dağlar, gemi direkleri, çadır bezlerini bezirgânlar gibi ölçmek gâmımı efkârımı dağıtmıyor Ebcet Şairi Mezar Taşımı Yaz Bana! Şan ver, Nitele Öv Beni rakamlarda!

IX-           Gizli gizli "Yedi Askı"yı okudum, hayran kaldım, keşke Yedi Askı'nın hâlâ revaçta ve yasaklanmadığı günlerde yaşasak, şimdi olduğu gibi gramer hataları yaparak okumazdık; daha yazıldığı gün şairi tarafından gururla Kâbe duvarına asılıp Agoranın ortasında Kufelilerin karşısında okunsa…

X-                Ben de Azerî Türkçesi’yle yazılmış bir Mesnevî keşfettim, Gence’den bizim Nizâmi yazmış, çırılçıplak alegorilerle bezeli, İran hatta Hind, Rint şair tadında bir eser, « Yedi Prenses », Naat, Kıraat, Secaât, Biât’le fazla vakit geçirmeden bizi doğrudan Mirâç’ın nefsine götüren Hamse’lerden bezeli harika bir diyâr resmetmiş…Halı tadında.

XI-           Al lavtanı hadi gel bize, Venedikten gelen pedallı organon var bizde de, beraber matematik çalışır biraz da dans ederiz, bizimkiler Sadâbâd Çayırı’na Abâd olamaya, Şahbaz olmaya, Mesire’de mesir macunu şenliklerine gittiler, akşama kadar gelmezler, daha altı saatimiz var önümüzde, muhabbet de ederiz divânda…

 

 

Aucun commentaire: