Pages

Affichage des articles dont le libellé est Şair. Afficher tous les articles
Affichage des articles dont le libellé est Şair. Afficher tous les articles

29/10/2024

Je suis (dans) l'intelligence de matière


Contenu:

1-Si vous auriez assez travaillé…

2-Lecture du texte: "Un Golem de Dieu par son imposition ..."

3-Une petite causerie sur la peinture encore

4-Du Perspectivisme au Monument en passé éternel

5-De la Trilogie -titres -signes emblématiques -héraldiques

et la foi

6-Je suis (dans) l'intelligence de matière

7-Qu'on s'entente en consentement des Dieux engendrés


29.10.2024


13/09/2024

Fugues et pérégrinations 1- la poésie comme Ersatz


Ch. 1 –Suis-je taillé sur le tissu d’Éternité ? –éikon d’Aion

Ch. 2 – Daphné & Apollon -séduction de la Vierge

Ch. 3 –Poésie comme Ersatz -ami trouvé -parole vive

Ch. 4 –On est assis  sur un obus dans un terrain neutre

Ch. 5-Calcul de conscience et le promontoire d'inconscient

Ch. 6 – Déjà-vu -deuxième ou troisième récurrence d’Autre Cinéma

Ch. 7 –Témoigner de soi comme exemple d’immanence -hymne à la vie

Ch. 8 –Double devoir différé -guide d’épanouissement de la vie


Database/Ran 12.09.2024


23/08/2024

Quand les règles d'engagement sont rompues dans la poésie Turque


Deyim ("les règles d'engagement") Hüseyin etil’e attir : « ismet Özel ve partizan », Küre, 2019, s. 287, not 6.

Ficton autobiographique
Database/Ran 23.08.2024

03/08/2024

« Sisyphos Oyuncağı »

 




« Sisyphos Oyuncağı »

 

Kalbime soğuk sıkım, Taş Baskı[1] dedin,

Beni kıramadın, Leyleği erken yolcu etmiş  gibi

Laklakân-ı Ser güzeşt kıldın[2]

Buda da senin olsun, Peşte[3] mal da

 

Havadan sudan  Gazhâne'den Baruthâne'den[4]

İşlevsel işliklerinden Sahara Çölünde[5]

Bana münâsip bir yer bulamadın

Taş olsa çatlardı, Buda da[6]…

                                                                                       

                                                                                     31 Tammuz 2024

 

 

[1] Lithographie

[2] “Leylekli Şiirler”imden mülhem (Merdivenköy Mevlevihanesinde yazılmıştır).

[3] “Européra” adlı operetimden (“La Ville, le Mode d’Emploi -en temps de la Paix et de la Guerre” filmimde seslendirmişimdir: “Buda’ya gidiyorsan Peşte’ye de gel” şeklindeki mısrâ’da geçer.

[4] Birini Hasanpaşa’da, diğerini Yedikule zindanlarını ziyâretimde bulmuşumdur; bir üçüncüsü, “Yenikapı Mevlevihanesi”dir, ki benim için kayıptır.

[5] “Sahara Çölü”, “Savage Garden” demektir bizim için; ismi geçen filmimde beyân etmişimdir. “Yabanı yabana atmamak lâzım” mısrâmda geçer.

[6] “Buda” heykellerinin Talibânca patlatılmasına nâziredir.

 

27/05/2024

La Vocation d'Élie -Klésis-II


Le concept paulinien de "klésis" est déjà travaillé par Max Weber, par rapport au "messianisme séculaire" de Karl Marx, et par Ğ. Ağamben ("Le Temps qui reste). 
Nous élargissons le champ d'imperceptible mais radicale différence du Dasein "unstelt", c'est-à-dire, non établi dans un système établie, ni cloisonné par une seule "vocation" régionale, ou lié à une position; mieux vaut d'être égaré et ouvert à quatre vents, se voir, se trouvé d'être noué de "Mille-et-un nœuds" (mon livre inédit), que d'avoir simplement une seule vocation par nature ou par divine ("hilkât", "nesep", "istidât", "ayn", etc.).

Tel, ainsi, le "signe" (işarât) pro-voqué (klésis/appel, devenant un klérotos -appelé ou assigné, désigné, "comme tel" ou "comme non" -malgré soi- indiqué comme signe, Bezeichunğ) aurait la vocation de se contempler dans ses cercles (a-liénations, médiations fertiles), ses périodes, parfois hétérogènes, de s'y recueillir et de s'y consumer -sans délai, "depuis Neandertal" (la fameuse pağe 195 de "Ğıyabında, Yerineler", cité à la fin de film aussi).

Communauté des Visionnaires
Database/Ran les 22-28 mai 2024

28/02/2020

Sunam Kalk Gidelim Duna Boylarına...

 
 
Sunam
Kalk Gidelim Duna Boylarına...
 
(la nuit de grand Exode du 27-02-2020)

18/01/2020

On Bir Askı Online...


ON BİR ASKI  ONLINE…

 

I-                 Bir matematik kitabı üstünde uyuyorum, birden klasik bir Arap matematikçisinin "Zeus Mezbahası alanının bir kenarını kaç metre uzatırsak eskisinin iki katı küp elde ederiz" eski kare kökün tersi problemi üzerine okuyorum. Gitti « Zeus Altar » karizması: Arapça böyle çarpanlara ayırır Tarihi, bildiğini sandığın şeyleri bilmiyor olursun!

II-               Sence Ars Trivium mu Ars Quadrifium mu çalışayım bu sene? Farabî'nin "İlimler Tasnifi"nde kendini daha çok nerede görüyorsun? Duydum ki bu sene baban sana İskenderiyeli bir Yahudi mürebbiye tutmuş? Ud mu lavta mı çalışacağınız? Saçlarını çözülü gördün mü divânda harp ettiniz mi?

III-          İçimde birşeyler titreşiyor, anlamını bilmiyorum, pıtır pıtır atıyor kalbim bak elini koy dinle say istersen gölgelikte, sundurmada, geyikli yolda, rüzgârlı kayalıklarda, derin kuyunun yankısında, incir ağacı ile yılanların dans ettiği kuytulukta, sen Ömer Hayyam'sın hem şair hem veciz mathemata!

IV-           18 yaşına geldiğinde ilk hesap makinasını icat etmiş matematik dehâsı Pascal'ın adının verilmesi "uygun görülmüş" ünlü Pascal Üçgeni (ne anlamlı ve iknâ edici bir piramittir o,"basamağın" ne olduğunu Piramitten inerken anlamak gibi) ondan 300 yıl önce Araplarca keşfedilmiş zaten!

V-               Araplar geometride çok şeyi Euclide'in postulaları, Pitagor'un teoremleri, Thales'in üçgenleriyle hallolduğunu görünce Al-Cebra'ya yönelmişler, postula (tanımlı ama bilinmeyenli denklem) içinde kalma şartıyla bilinmeyene "Şey" demişler, İspanyolca telaffûzu X ile: "Chose" da Khi'den!

VI-           Babilliler 10 ve 60 birimlerinin katlarına, kare ve küplerine takmasalardı, 1 saate 60 dakika demiyecektik. Peki bir dairenin yarısı neden 3 saat (yani 180 derece); daire neden 6 saat? Altı saat gündüz iş güç, altı saat uyku,  saat sevişme-muhabbet, diğer 12 saat Felsefe mi yapıyonuz?

VII-       Araplar sağdan sola yazıyor, rakam olarak kullanınca harfleri bu kez soldan sağa yazıyorlar (kafa karıştırıcı anagram, küfür edeceği zaman kuş dili yazmak gibi) Nicelik bilinci tabii var ama Yunan ve Roma'nın sayıyı geometriden bağımsız düşünememesi gibi, ismin niteliğinden Ebcetten arî?

VIII-    İsmim anlamsızsa zenginlikler, nicelikler, kuruşa çevrilen altın külçeler, külçeye çevrilen kuruşlar, tarlalar, hisse payları, dağlar, gemi direkleri, çadır bezlerini bezirgânlar gibi ölçmek gâmımı efkârımı dağıtmıyor Ebcet Şairi Mezar Taşımı Yaz Bana! Şan ver, Nitele Öv Beni rakamlarda!

IX-           Gizli gizli "Yedi Askı"yı okudum, hayran kaldım, keşke Yedi Askı'nın hâlâ revaçta ve yasaklanmadığı günlerde yaşasak, şimdi olduğu gibi gramer hataları yaparak okumazdık; daha yazıldığı gün şairi tarafından gururla Kâbe duvarına asılıp Agoranın ortasında Kufelilerin karşısında okunsa…

X-                Ben de Azerî Türkçesi’yle yazılmış bir Mesnevî keşfettim, Gence’den bizim Nizâmi yazmış, çırılçıplak alegorilerle bezeli, İran hatta Hind, Rint şair tadında bir eser, « Yedi Prenses », Naat, Kıraat, Secaât, Biât’le fazla vakit geçirmeden bizi doğrudan Mirâç’ın nefsine götüren Hamse’lerden bezeli harika bir diyâr resmetmiş…Halı tadında.

XI-           Al lavtanı hadi gel bize, Venedikten gelen pedallı organon var bizde de, beraber matematik çalışır biraz da dans ederiz, bizimkiler Sadâbâd Çayırı’na Abâd olamaya, Şahbaz olmaya, Mesire’de mesir macunu şenliklerine gittiler, akşama kadar gelmezler, daha altı saatimiz var önümüzde, muhabbet de ederiz divânda…

 

 

30/11/2019

A quoi sert la Poésie?

https://www.youtube.com/watch?v=bEf23uKc2zg&t=8s

II ème volet de "Yanık Saraylar Opereti -II" (enTurc)

En appendice: Une digression en français: "A Quoi sert la Poésie?" (A Reply to Derrida)

D'un Ton Adopté Naguère...


 https://www.youtube.com/edit?o=U&video_id=M2I6ZN-zbUQ&ar=1575181083042

Une vision du monde nous a quité immédiatement avec la disparition d'amour, d'Infini, de Dieu... Une "vie d'emprunt" (comme les poètes d'antan se plaignaient déjà), le sentiment ephémère de la vie qui nous avaient poussé (pour apprécier de savourer) vers les petites détailles pleines de force de signe valant la preuve d'une existence en potence ("Coffre du Possible") dont le sens ultime est ailleurs, mais la raison d'être, quoique pas encore comprise ici-bas) est encore le corps, la chair, le souffle, la galanterie, la proménades, l'éloge de l'amoureux, mélancolie retenue, etc. tout un systeme d'appareillage de l'âme divine chez l'homme qui participe pleinement de Dieu...

C'est ce néo-platonisme et puis encore valable dans le cartésianisme, cette époque encore confortable dans ses maux, qui est perdu à jamais, en laissant à sa place le meme corps, chair, dont la fonction et la raison de sa beauté bousillées, devenues floues, fades.

Enregistrement du 19 mars 2017, les poêmes printanniers...

COMMUNAUTE DES VISIONNAIRES
Fictions autobiographiques ,
l'histoire du présent et
analyses phénoménologiques de la vie quotidienne

01/05/2017

Painful dislocations and my a few disagreements

 

An english poetry from a frenchspoken man...
Written 1st may 2017
Inspired by a work of Alperen Kartal, "A Third for a Moratorium"
With participation of Ömer
In Fikirtepe, one of the several destroyed urban zones of Istanbul

12/10/2016

Birth Place Party / Doğum Yeri Kutlaması

Titre du video: Célébration du Lieu de Naissance / Geburtsortesfeier
 
 
 
Algorhytme of Video:
 
Un même poème lu en 4 langues, originalement écrit en Français...
 
(Respectively in English, in French, in Germain and in Turkish,
 translated by Gogool Translate Assistance,
 with corrections of the author and the editor
 (not for a high fidelity,
but for a regulated diversity of means...)
 
 An automatic lecturer's voices, without emphasis...
 
And finally, a fidel lecture by own voice of writter, in French original...)
 
Titre du poème:
 
Un Gros Plan d'Immanence Ahuri!
(written in 2012)
 
Poétiques images sont de l'Automne 2016
 
Disjonction and jonction of "meanings"
in images and words,
titles and "Inhalt" is very astonishing)

26/09/2016

Gizli Şeyler bunlar Kavafoğlu...



Gizli Şeyler bunlar Kavafoğlu...

Kimse bilemez bir fotoğrafın neden çekildiğini
İşte bu fotoğrafın arkasında da ufak, eski bir
Demiryolu köprüsü, var ama görünmüyor...
Bu sokağı köprüden görüp indim fotoğrafını çektim
Sanki hep bu sokakta yaşamışım gibi bir his var
Belki de çocukluğumun geçtiği mahallelere yakınlığından
Burası Samatya, Küçük Langa...
Buraya gezmeye gelmedim, Çapa Tıb'ba
Kanser biyopsi sonuçlarını tetkik, teyide...
Biraz soluklandım o Korkunç Yenikapı Cehennemi'ne
Dönüp Marmaray'a binmeden önce
Son bir soluk aldım bu sokakta...



Kimse bilmez bir fotoğrafın neler çektiğini...
Kimse bilmez bir sokağın ardında neler gizlendiğini
Belki bir Demiryolu köprüsünden gördüm seni
Sonra yanına gelip bir fotoğraf çektirdim
Belki çocukluğumuz aynı mahallelerde geçti
Belki de yalnızca bir his bu
Sonuçta burası Samatya, Küçük Langa...
Bazı işlerim vardı, tetkike teyide geldim
Sonra binecem gidecem o korkunç Marmaray'a
Yenikapı Cehennemi'nden geldim ben.



Oysa ne güzeldi bizim Langa, Samatya
Biz otururken Kumkapı'da, biraz da Cankurtaran'da
Sonra Küçük Ayasofya
Memur çocukları çok gezer...
Yolun düşerse Azak Yokuşu'na
İnersin ordan Gedikpaşa'ya
Mektep yolunda kara kömür, kara duman Hamam
Sonra biliyorsun Dizdariye Çeşme'si
Binbirdirek Sarnıcı,
Oradan doğru Çemberlitaş, Cağaloğlu
Çıkmazsa arkasından bir Çapanoğlu
Sirkeci'deyiz, Başkent'te, ordan doğru vapura...
Halamlara...
Ama önce son bir soluklanma...



Foto: Haziran 2016
Şiir: Eylül 2016

31/08/2016

Génération Infortunée (die Trauerspiel)



GENERATION INFORTUNEE

(Video, 12 min.)

http://www.dailymotion.com/video/x4r7qqa_generation-infortunee-ein-trauerspiel_creation


Un Trauerspiel (au sens de W.Benjamin) postmodern, voire pour les fins des temps...

A la recherche de son Mantra, jeune artiste entre dans le monde des spectres tels Hölderlin, Rimbaud, Goethe et fait un tour d'horizon à la fois initiatique et sombre, voire sinistre; jusqu'au moment où un espoir dans l'éclairci du Chant Védique se fait jour sous le spectre d'un jeune Rom à fleure, venu d'Indes... Fin

Le ton de conjuration dans la bande sonore du film consonne avec la danse sinistre des Japonnais d'après Hiroshima, nommé Bôthô, mais à la manière turque, où l'on parle en Anglais principalement, mais aussi en  Français et parfois on crie en Allemand en concept, et on conjure le sort en Turc!...

22/10/2012

RESİMLİ FELSEFE DERSİ (Köksaplar)



Soru: "Diyalektiğin kapalı dalları var  mı? Varsa eğer...) -A.Badiou


10 Ekim 2012 ders kaydı