Pages

31/12/2019

Hafriyat Yılları ("Kolları Dallara Gerili Zâyıat İlâmı...)







Hafriyat Yıları -
‘Kolları Dallara Gerili
Zâyi İlâmını Ben Yazarım…’
Şairler arası atışma veya oyun
–şimdi uzaktan bakınca- şöyle başlamış olmalı: Ebebiyatımızın ve Şiirin “muhkem
mevkii’”nde oturan bir yaşlı şairimiz (Melih Cevdet Anday), bütün ‘Antik
Yunanî’ bilgi birikimini ve derinliğini kullanarak 1980’li yılların başında
(darbe yılları) “Kolları Bağlı Odysseus”adlı eserini kamuoyuna sunar. Kitap
bütün felsefe öğrencilerinin ve güneye tatile gitmeye hazırlanan “Beyaz Türk”
okurunun başucu kitabı oluverecektir. Zamanında şehrin çilesini çekmiş, ve
arada kaynayan bir dizesiyle –epeyi evvel- (“Saatleri Çıkarmış, Kolları Dallara
Gerili”) huysuzluk çıkaran bir başka ‘eküri’den diğer yaşlı bir şair de (Ece
Ayhan) bu ‘kıymetli’ sözcük seçimiyle yazılmış şiir kitabının aslında kendi
dizesinin çalınmasıyla imge gücünün antik amaçlarla (darbeci General Kenan
Evren ‘Marmaris’i ve “Mavi Yolculuk” propagandası!) kullanıldığını ve harekete
geçilmesi yönünde masalarda ‘kulis’ yapmaktadır. Dediklerinden bir şey
anlamasalar da masadaki genç nesil şairlerin aklına şiire şiirle savaş açma
gibi bir fikir gelir. Toplasan bir-buçuk şair etmeyecek bu alkolikler işe
girişir ve 1983-1993 arası çeşitli arkadaş dergilerinde “Reşit İmrahor” müstear
ismiyle bu şiir-imge hırsızlığına bir dur demek amacıyla orta halli şiirler
yayınlamaya başlarlar. Aralarında hiç Türkçe şiir yazmamış masa entelleri bile
vardır, hatta ünlü yayıncı da (Enis Batur) sözde tanıklıklarla bu isimde bir
şairin olduğuna dair kamuoyunda telkinlerde bulunur. Besbelli bunları yazan tek
şair olarak, darbeden sonra “şiiri bıraktığını şiirde ilân edip” işsiz kalıp
reklamcı olan İzzet Yasar’dan başkası yoktur. Şiir yazmayı bir türlü
durduramadığı ve intihar  etmesi için de
“Martini”yi çok sevdiği için utancından ‘baba evi”nden dışarı çıkamayan şair
kendince bu işi üstlenir; imece usulü imgeler, dizeler sağdan soldan ödün çalınarak
bir kitap halini alır. Mitos’a verilir bastırılır ve kampanya ile de desteklenir.
Cenk Koyuncu reklam işlerini iyi bildiği için Piar ona verilir, İ. Yasar iyice
karartılmış, mistifie edilmiş olur. Olaya Deniz Çekiç bile katılır, “Beyaz”
dergisinde Ahmet Soysal tarafından ağırlanırlar. Ama üstün şair hiç üstüne
alınmamıştır, Anday hayranları ise durumun farkında bile değildir.
Biz 31 Aralık 2019 gecesi hafriyat
için yıkılan Kuzguncuk’taki yalıdan çıkan evrakı metrukeyi görmesek, biz bile
alaka kuramayacaktık (Ahmet Güntan o akşam “masa”da tamamen tesadüf eseri
bulunduğunu söylüyor: Enis Batur, Beşir Fuat’ın intiharı üzerine yazdığı
şiirdeki fantazi ürünü dizeleri zorla kullandırdı diyor; sonra iş bitince onlar
da topluca “Mavi Yolculuk”a gitmişler zaten; “alakamız yoktur” demişler
Anday’a, konu kapanmış). İşte durumun nihâi izâhı 37 yıl sonra bu filmimde…

Database/Ran 31-12-2019

Aucun commentaire: