Pages

18/04/2021

Bir skandalon olarak Dâhiyâne Aşk

 

18 Nisan 2021

 

'İmza-evi'ne girmek,

veya bir skandalon olarak Dâhiyâne Aşk

 

"Politik eylem için hangi araçlar seçilebilir? Ben sanatı seçtim."

Joseph Beuys'a katılmakla birlikte, Murathan Mungan'dan

 

"Bilir çünkü Doğu'da her sevdâ bir isyân olduğunu..."

 

sarsıcı dizesini de buraya koyuyorum. Kontrast olsun diye...

 

Love, amour, Liebe, aşk (aşık, maşûk, hâbib)... Bunlar eşit derecede siyasî eylem alanı (praxis) midir bilinmez, hepsinin illâ ki bir jenealojisi vardır. Lust, Geshmacht, plaisir, désir (assouvi ya da inassouvi); ama "sevdâ" melankoli zemininde, bir paysage ile visage'ın "solucan deliği", kara delik.

 

Bu konularda birşeyler bilen Novalis, "ilk öpücük felsefîdir" buyurmuştur. İlk-ilk öpücük siyasî bir karardır; özgür irade beyânıdır, en masum ve derin izler bırakacak, kök salacak bir siyasî eylem alanıdır. Ardından şiir, dans, müzik ve strateji, taktik, en çok da retorik gelir.

 

"Dünya evine girmek" güzel bir deyimimizdir;şüphesiz evlilik aşt'tan fazlasını talep eder, ve daha azını bulacaktır;ama yine de en siyasî karar anı'dır. "İmza-evi'ne girmek deyimi yoktur; onu ben uydurdum. Bence siyasî açıdan en felsefî olanı budur: İrâde devrinden fazlası: Fazla!

 

Ancak yaralıların  (çoğu zaman adı konulmamış, teşhis edilemez sosyal yaradır bu) aşık olabileceği de unutulmamalıdır: kimse kimseye durup dururken aşık olmaz; beğenebilir, sahip olmak veya denemek isteyebilir;ki o aşk değildir;aşk imza devrinin henüz düşünülmemiş, dolayımsız hâlidir.

 

Aşık (henüz) tarafı olmayan bağımsız (başka şeye bağımlı) gözlemci kişiler için, mesela medenî ama tarihsel bir müessese olan "koca soyadı almak" bir irâde devri gibi görülüp skandal konusu olur: ama aşk sadece bir skandalon, kopuş, sonuç, teslimiyettir; şâhid bulamazsa Tanrı'ya yönelir.

 

Hayvanlarda -kendini koruma içgüdüsü dışında- ölümlülük bilinci henüz yeterince gelişmediğinden aşık olamazlar; ama bağlanırlar, tercih ederler, boyun eğerler, bazen isyân edip oracıkta ölürler; insan aşkla beraber ölmeyi de öğrenmek ister: Aşk ve Ölüm, insanın iki büyük icâdıdır.

 

Sırası gelmişken şu dogmatizme de son vermek istiyorum: kul/insan yaradândan ötürü sevilmez; tam tersi aşk bizi aşkınsallığa taşır veya aşkınsallık ihtiyacı doğurur (her aşk kırık ve hüzünlü olduğundan onda sevdâ payı vardır); aşk bize aşkınlığı, ego’dan sıyrılmayı, bütünün parçası olmayı öğretir.

 

Aşk'ın sadece ego'dan değil de maşuk'tan da sıyrılma vakti geldiğinde bu zor bir aşamadır; ama operasyonun mantığına kayıtlıdır: orada politik eylem gerçekleşmiş ve başka bir merhaleye ulaşılmıştır (tersine dönüş yoktur):aşk'ın ontolojik olarak çoğul olduğunu kavramak çok güçtür.

 

Aşk insana mahsus ise, doğada yoktur, ama insan doğasına kayıtlıdır (tercih, düşünüm, dolayım, merhâle, süreç, son'a göğüs germe; mümkünse çocukların dolayımı);  yani sadece karşı cinse yönelmez: Sayısal olarak Tek, ontolojik olarak çoğuldur; farklı yaralara denk geldiğinden cinsiyetsizdir.

 

Aşkınlığa ulaşma kapısı olarak aşkın bir yolu yordamı ("outre que la voie royale qu'est le cœur d'amant.e") olmadığı için, aşk da tıpkı sanat gibi kuralsızdır: Doğa bazen maşuk aracılığıyla aşka ve aşık'a yeni kurallar verir, ve biz buna Kant'ı parodie ederek: Dâhiyâne Aşk  deriz.

 

Hâmiş : Hâliyle kendisinden izin almadan ve ona akrostik de olsa bir gizli ileti gönderip göndermediğimden emin olmak isteyen pek kıymetli nişânlım beni özelde neden böyle bir metin kaleme aldığıma dâir sorgulamakta ve ben de onu "siz müstesnâ bir ististâsınız" diyerek teskin etmekteyimdir.

 

*

 

Outre que la voie royale qu'est le cœur de l'amant.e

Outré de sensibleries qui m'empêchent de penser

En Chansônnades des sonnets bifurqués de tellurique

Présence, et un peu dans ses absences de délires

Chosifiant la présence fuyante, et la vie de danse

Miroitée de milles séquences!

 

Sédentaire en ses noyades corsaires

En vidange de luisance en Harpagon

Hexadécimal en incandescence, en lièvre

Capturé des nœuds somnambulesques

Des Safaradismes en courbe d'entrecroisements

Caille de mon effusion de sang, en sentinelle des vipères

Dans des viscérales concomitances diurnes…

 

Aucun commentaire: