Pages

06/08/2024

Öteki-beriki felâsifiyesi

 

"öteki-beriki felâsifiyesi"

(Osi ile atışmalar)

 



Osi- erteleme sanatı & eylemsizlik yasası prensibi ile çalışıyorum. Bugün 1 sanat ezeri gördüm. Adı ‘yarası olan çocuk’tu. İsimsiz bir kuğu tablosu ile görselledim, aşık olduğum kadına postalayarak psikanalitik felsefe yapıp kendimi acındırdım. Broadway müzikalinden çıkmış İsa gibiydim…



Ces lignes-là, écrites le 18 mai, dans mon memorandum, non pas pour l'intéressé, mais pour @osimadede à qui je l'avais fait cas. Lendemain, mon article "Bir Psikanalist aranıyor", revue & augmentée, aussitôt publiée.

Nazim Hikmet avait raison: "Ne sen farkındasın ne polis farkında".



Erteleme sanatı ve eylemsizlik prensi ile (kendi başına) çalışan bir el-Ezher (Kahire Üniversitesi), veya bir 'erkete motoru' (Ankara) hiç görmedim diye hayıflanamam; âmmâ beni de sayfiye evlerinde "öteki-beriki felâsifiyesi" yapıp sosyal mezraları meşğûl etmekle ithâm ettilerdi.



İşbu bank ile verâset intikâl mirâs izâhı mümkün şüyu (izale-i şuyu) konusu öncesi yat-kalk kredisi ver Ykb gençlik kolundan red-î mirâs kararı çıktığında (yıl yin-yan 1995); Erkete postmodern darbesi yapılınca Derrida çevirisi basımı durduruldu. 1999'da Sakallı &İffet hanımlar bastı



Bir müslümanın tek başına sûnnî kalmasının bir anlamı yoktur. Bir elin nesi varsa, Ze- kâdını verecen. Alt yapın Akbil veya İha; kitâb, hâtip & imam, ne istedilerse verdik ile olmadığını her sûnnî-bizans konuk tebâsı bilir ve daha çoğuna göz diker; sen tamâh eyledin; hıncın Yahudi hıncı.



Ne yani? Haşemi aristokrasisi daha fakir, diğerinin diş bağlantılarının sana Galata levanti bağlantıları getireceğini mi umdun da nispi temsilden radikal demokratik kapıcı faşizmi ile belde belde kaybettin; gıybetini Tarih yazdı, o ne minute geçti, surlar yıkıldı, Moğolları çağırdın



Osi- mitoloji bitince tarih başladı ama sen o coğrafyaların manevi entelektüel esrimesine kapıldıkça feminik kadınlar bez çantalarında kaldırım taşları taşımaya başladı. ortalıkta fazla dolaşma. seni anlayacağın dilde uyarıyorum; ayağını denk al, otoparklara sığın…



Unutma katlı otoparklar kutsalımızdır; bizden Ğöbeklitepe namına onlar kalacak; uzay kapsülü fikrimi ciddiye alsaydın,"turuncu kat" (yani eksi 8inci katta) sana yeraltı sularının Ayazma kaynağını bulup ibadethâne açtığımı, mescidi olmayana geçid olduğumu Sığırğeçidi dilinde anlatırdım.



Senin de artık endüstriyel bir varlık olduğunu ispat, ve Mall Mall gezip duracağına, Niğde Üniversitesi, Sekreterlik & Büro Yönetimi, Kâtip & Arzuhâlcilik bölümünden gelen iki yıllık ön lisans teklifini değerlendirip sarı terasta sınavlara ibadet gibi ezber, El-Ehzer zamanın geldi.



Gerçeklerle yüzleşmek (ki onlar yüzsüzdür, kapıdan kovsan da bacadan gelirler) zoruna gidiyorsa, bir ara yamaç paraşütüme gel de sana nitekim/ "gerçi"lerimi gerekçelendireyim; car (zirâ) ile "o halde" ("Düşünüyorum, o haldeyim" -İ. Yasar) farkını, "Igitur" ile "donc" tersinirliğini yaşa!



Osi- gerçeklerin bir şekilde ortaya çıkarken soytarılık yapma gibi bir huyu vardır. işçiyim ve dünyanın en karmaşık budalasıyım. nitekim’in zorundalığı geldiğinde krize girerim ve kendime yeni bir emniyet kemeri edinirim; yamaçsal paraşütüm için… Düşmüyorum öyleyse nedir?..



İster Düşünbil istersen Kutadgu senin yerine bilig; sen sen ol Harvard & Oxford* kasabana şubesini açsa, sana Köy Ens-titüsü berât ve takdir belgesi verme sözü verse de Buridan'ın eşeği sudan gelse, iplerin kimin ellerinde olduğu (f)ilmimi ortalıkta ifşa etme, kurum kurumsalım ben. (24 may -4 haz 2024)



Düşünbil dergisinin -durduk yerde- İng. Bertrand Russell'ın "Mutluluk ve Marx" üzerine "derin" görüşlerini halkımız ile paylaşması vesilesi ile, kısa ama bir o kadar da "vurucu" cevabım kayıtta hazır; yayınlanınca biliğ'inize sunacağım. "İpler" deyince, aklıma geldi, gece gece...



Bu mesajın Düşünbil Dergi ismini kullanan çöpçatan fake adreslerden biri çıkmasını umut ederdim; ama hayır, derginin resmi sitesinde de "Mutluluk Sanatı" paçavrasının "kişisel gelişim" olarak sınıflanmasından hayıflanılıyor; oysa onu bir filozof değil, soğuk savaşın artığı olarak görüp sınıflandırmak lazımdı. (7 ağust 2024)

*

Osi- saf aklın eleştirisi- aygıtlanma nedir? onlar batıda epey bi saf gerçekten. düşük zeka da elbette levis ve nike giyiyor, elmalı tel kullanıyor ve de onlara benziyor ama beyin çok farklı. göçmenler fena. her birey teorikleşiyor :)



Eski Türkiye'yi mi özledin sen? Tarihsellikten sıkılan "tarihsiciliğe" (historicisme),ampirizmden sapan ampirisizm'e (empiricisme) kayar derler;eğer organizma bazlı devlet-vatandaş ilişkisinden organisist'e kayarsak Olimpiyatlardaki İmane gibi basacaz amino amino asidi beyin kasına…



Osi- despotlarla köleler arasında derin, sarsılmaz, birbirini ironik bir biçimde dengeleyen bağ buna onay vermiyor. biliyorum senin için zor ama bu bağı kimyasal bağ olarak düşün. tarihselliğin cılkı çıktı, full bilim kasalım ve mucizeler arayalım derim. kant arı n topuzu kaçtı…



Hegel ne demiş? Modern insanın şimdi'yi düşünmesi (réflexivité) demek olan "günlük gazete okuyarak güne başlamak artık bir ibadettir"; arı ve saf kalmak istiyorsan bu hayatta propaganda bakanlığına (iletişim şeysi) bağlı olmayan bağımsız vicdanî redci neşriyâta yönelecen; bedelsize…



(*) Boston, Harvard, UCLA, Oxford'da okuyamadık ama Cambridge'in♤, eksik olmasın, bize kapıları daima açık; "İlimleri tasnif edip arşitektonik (hiyerarşik, organisist bir mekanizma gibi) Diyanet'e mi bağlasak, yoksa dağınık mı bıraksak?" konulu araştırma projem için burslu davet aldım.

 

 

Aucun commentaire: